27 Haziran 2007 Çarşamba

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Nedir?

Kırım-Kongo Hemorajik Ateş (KKHA),keneler tarafından taşınan Nairovirüs isimli bir mikrobiyal etken tarafından neden olunan ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden hayvan kaynaklı bir enfeksiyondur. Son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen, bu enfeksiyonlarda ölüm oranları hala yüksektir.

Keneler Nasıl Tanınır ve Nerelerde Bulunur?
Keneler otlaklar, çalılıklar ve kırsal alanlarda yaşayan küçük oval şekillidir. 6-8 bacaklı, uçamayan, sıçrayamayan hayvanlardır. Hayvan ve insanların kanlarını emerek beslenirler ve bu sayede hastalıkları insanlara bulaştırabilirler.
Ülkemiz kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Türlere göre değişmekle beraber kenelerin, küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara (özellikle devekuşları) kadar geniş bir konakçı spektrumları mevcuttur.

Kimler Risk Altındadır?
Hastalık genellikle meslek hastalığı şeklinde karşımıza çıkar.

Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar
Veterinerler
Kasaplar
Mezbaha çalışanları
Sağlık personeli özellikle risk gurubudur.
Kamp ve piknik yapanlar, askerler ve korunmasız olarak yeşil alanlarda bulunanlar da risk altındadır.



Henüz ergin olmamış Hylomma soyuna ait keneler, küçük omurgalılardan kan emerken virüsleri alır, gelişme evrelerinde muhafaza eder; ergin kene olduğunda da hayvanlardan ve insanlardan kan emerken bulaştırır.
Kuluçka Süresi Ne Kadardır?
Kene tarafından ısırılma ile virüsün alınmasını takiben kuluçka süresi genellikle 1-3 gündür; bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, ifrazat veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda bu süre 5-6 gün, en fazla ise 13 gün olabilmektedir.
Belirtileri Nelerdir?
Ateş
Kırıklık
Baş ağrısı
Halsizlik
Kanama pıhtılaşma mekanizmalarının
bozulması sonucu;
- Yüz ve göğüste kırmızı döküntüler
ve gözlerde kızarıklık,
- Gövde, kol ve bacaklarda morluklar
- Burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülür
- Ölüm karaciğer, böbrek ve akciğer yetmezlikleri nedeni ile
olmaktadır.

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinin Tanısı Nasıl Konulur?
Kanda virüse karşı oluşan antikorların taranması tanı için en sık kullanılan yöntemdir. Bu göstergeler hastalığın başlangıcından sonra 6. günden itibaren belirlenebilir.

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Nasıl Kontrol Edilir ve Nasıl Korunulur?

Hastalığın bulaşmasında keneler önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle kene mücadelesi önemlidir fakat oldukça da zordur.
1. İnsanlar kenelerden uzak tutulabilir ise bulaş önlenebilir. Bu nedenle de mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekir.

2. Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu gibi alanlara çıplak ayak yada kısa giysiler ile gidilmemelidir.

3. Bu alanlara av yada görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları,

4. Görevi nedeni ile risk grubunda yer alan kişilerin hayvan ve hasta insanların kan ve vücut sıvılarından korunmak için mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske v.b. giymeleri gerekmektedir.

5. Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için haşere kovucu ilaçlar (repellent) olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. (Bunlar sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir.)

6. Haşere kovucular hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca bu maddelerin emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir.
7. Kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücut belli aralıklarla kene için taranmalıdır.

8. Vücuda yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir cımbız veya pens yardımıyla sağa sola oynatarak alınmalıdır. Isırılan yer alkolle temizlenmelidir. Mümkünse kenenin tanı için alkolde saklanması uygun olur.
(detaylı bilgi için http:/kidshealth.org/parent/general/body/tick_removal.html)

9. Diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden, haşere ilacı (insektisit) ile uygulamanın uygun görüldüğü durumlarda çevre ilaçlanması yapılabilinir.

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinin Tedavisi Nedir?
Hastalığın kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Hastaya destek tedavisi yapılmalıdır.
Konuyu Hazırlayan: Dr Alp Akay - Başak Soyluoğlu
Kaynaklar:
http://www.saglik.gov.tr/
www.tvhb.org.tr/
http://www.medicine.ankara.edu.tr/fakulte/files/20054_9
www.cdc.gov/ncidod/dvrd/spb/mnpages/dispages/cchf.htm
www.medicine.ankara.edu.tr/fakulte/files/20054_9
http://www.hssgm.gov.tr/
http://www.cumhuriyet.edu.tr/

Kırım kongo biyolojik silah listesinde

Kırım kongo biyolojik silah listesinde Keneler vasıtasıyla bulaşan, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsünün, "biyolojik silah" olarak listelerde yer aldığı belirtilerek, resmi makamların bu konuda araştırma yapması istendi.

Ceyhan Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Koordinatörü Op. Dr. Fatih Karayandı, Türkiye'de bu yıl 10 kişinin ölümüne sebep olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünün, "biyolojik silah" olarak listelerde yer aldığını belirterek, resmi makamların bu konuda araştırma yapması gerektiğini söyledi.
Karayandı, yaptığı açıklamada, ölümcül hastalığın ilk kez 1944 yılında Kırım'da görülmesi nedeniyle bu bölge ismiyle tıp literatürüne girdiğini, 1954 yılında Kongo'da aynı hastalığın salgın halinde yaşanması nedeniyle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi adını aldığını belirtti.
Hastalığın 400 bin Türk'ün ana vatanı Kırım'dan sürgün edilmesinin ardından, Sovyet askerlerinde görüldüğünü anlatan Karayandı, kenelerin taşıdığı "Nairovirüs" adlı virüsün, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) tarafından ve Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan Kimyasal ve Biyolojik Terörizm Raporu'nda biyolojik savaş ajanları arasında gösterildiğini hatırlattı.
Hastalığın çıktığı tarih olan 1944'ün bir tesadüf olmadığını ve bu nedenle biyolojik silah olarak kullanma riskinin arttığını ifade eden Karayandı, şunları söyledi: "Kırım'da ilk görüldüğü tarihin 1944'e rast gelmesi, Kırım Tatarlarının korkunç sürgününden sonra ilk kez Sovyet askerleri arasında görülmesi, adeta Allah'ın Sovyetlere bir cezası gibi. Bu mikrobun Sovyetler tarafından Kırım Tatar nüfusunu kırmak için keneler yoluyla bulaştırılmış olması ihtimali de bulunmaktadır. Elbette Kırım-Kongo kanamalı hummasının biyolojik silah olarak kullanımı hakkındaki bilgiler çok sınırlı ve komplo teorilerinden öteye gidemiyor. Yine de virüsün biyolojik silahlar listesinde yer alması, belirli bölgelerde yayılması, bu konudaki şüpheleri arttırıyor. 1944 yılında Almanya ve Rusya savaş halindeydi. Kırım'da çok önemli bir bölgeydi. Bu nedenle buradaki toplu ölümlerin sebebi kenenin biyolojik silah olarak kullanılmasından kaynaklanabilir."
Hastalığın göçmen kuşlarla yayılma gösterdiğini ve Türkiye'de en çok Tokat ve Yozgat'ta görüldüğünü kaydeden Karayandı, bu yılda yaz aylarının başlamasıyla birlikte 172 vaka görüldüğünü ve 10 kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayarak, "Ölüm oranı yüksek, ateşli bir viral hastalık olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ciddiye alınmalıdır. Hastalığın son yıllarda Türkiye'de artmamasının sebebi ise doktorların bu alanda kendilerini geliştirmesi ve teşhisinin konuluyor olmasıdır. Bunun yanı sıra vatandaşların da bu konuda medya aracılığıyla bilinçli bir hale gelmesinin büyük bir payı var. Ancak Türkiye çok önemli bir yere sahip olduğu için virüsün biyolojik silah olabileceği ihtimaline karşılık devletin resmi makamları çalışma yapmalıdır. Şu ana kadar bu konuda resmi ve bilimsel bir veri elimizde yok ancak devletin resmi kurumları araştırmalarını yapıyordur" diye konuştu.
Kaynak:AA